Enerji Sektöründe Devrim Niteliğinde 4 Trend

Dünyanın enerji ihtiyacı günden güne artış göstermektedir. Bu enerji ihtiyacını karşılayamayan dünya, daha çok üretime ihtiyaç duymaktadır. Bu durum birçok doğal bölgenin zarar görmesine neden olarak doğayı tahrip etmektedir. Dolayısıyla enerji artışını azaltacak, diğer enerjileri daha verimli hale getirecek ve az çalışmayla çok üretim sağlayacak sistemlerin geliştirilmesi şarttır. Nanoteknoloji bu anlamda geliştirilmiş en iyi teknolojilerden bir tanesidir, özellikle elektrik üretiminin aşırı verimli hale gelmesini sağlamıştır.

Enerji sektöründe devrim niteliğindeki 4 trend, Yılmaz Özcan tarafından doğrulanmıştır. Bu trendler enerji depolama, elektrikli araç teknolojisi, mikro şebekeler ve şebekelerde bulunan siber güvenlik şeklinde sıralanabilir. Enerji üretiminin büyük bir kısmı, fosil yakıtların harcanmaması adına güneşten ve rüzgardan üretilmektedir. Ancak üretimin yoğunluğu hava şartlarına bağlı olarak değişmektedir. Bazı günler müthiş miktarda rüzgardan üretim yapılırken, bazı günler yüksek miktarda güneş enerjisi üretimi yapılmaktadır. Ancak her zaman istenilen miktarda, istenildiği kadar üretim yapılmadığı gözlenmektedir.

Bu noktada depolama çok önemli bir yere sahiptir. Rüzgardan ve güneşten yapılan üretim miktarı, rüzgarın ve güneşin yoğun olduğu günlerde fazlalaştırılarak gereğinden fazla üretim yapılabilir. Bu üretim depolanarak, hava koşullarının uygun olmadığı diğer günlerde kullanılabilir. Bu durum ülkenin enerji konusunda yaşadığı sıkıntıyı ciddi anlamda çözecektir. İnsanların fosil yakıtlara yönelme oranını da düşürecektir. Örneğin elektrikle çalışan arabalar, benzin ve mazota duyulan ihtiyacı azaltacak, bu durum fosil yakıtlar konusunda ciddi avantaj sağladığı gibi, hava ve toprak kirliliği konusunda da bir çözüm olacaktır. Yenilenebilir enerji kaynakları çevreye olabilecek en az zararı verdiğinden dolayı, üzerinde çeşitli geliştiriciler kullanılmaktadır.

Yenilenebilir enerji kaynaklarının depolanması çok iyi fikirdir ancak belirli bir güvenilirlik sağlanması gerekmektedir. Yani yetkili kişiler ihtiyacın ne kadar olduğunu en iyi şekilde bilmeli ve üretimi ona göre kontrol etmelidir. Eksik üretim olması ve buna duyulan güven ile üretimin sağlanamadığı günlerde, diğer kaynaklara başvurulmaması insanların mağduriyet yaşamasına neden olabilir.

Elektrik Türkiye ülke müdürü Yılmaz Özcan tarafından açıklanan bilgilere göre, şebeke kesintisinin olmaması ya da en aza indirilmesi gibi konularda, güven sağlamak ve yatırım yapmak isteyen istediklerini belirtti. Bu sayede Türkiye’deki yenilenebilir enerji santrallerinden üretilen enerjinin en yüksek seviyelere çıkartılması ve bunların depolanması amaçlanmaktadır. Bunun yanı sıra, yapılan aynı yatırımla enerji santrallerindeki üretimin daha verimli hale getirilmesi de amaçlanır. Yani daha az çalışmayla daha çok üretim kapasitesi yaratılması ve fazladan üretimin depolanması şeklinde bir çalışma yapılması söz konusudur.

Yalnızca elektrik konusunda değil, birçok enerji konusunda bu tarz yatırımlar yapılması da beklenmektedir. Bu sayede yenilenemez enerji kaynaklarının kullanımı olabildiğinde azaltılacaktır. Yenilenemez enerji kaynakları yalnızca tükenme endişe dolayısıyla değil, aynı zamanda doğaya verdiği zarar dolayısıyla da önem arz etmektedir. Kullanılabilecek en az şekilde kullanmak, insan sağlığı ve doğanın uzun ömrü dolayısıyla da önemlidir. Benzin, mazot, kömür gibi enerji kaynakları hem toprağa, hem suya, hem de havaya bir hayli zarar vermektedir.

Teknoloji ve inovasyon firmaları artan elektrik talebini karşılamak amacıyla yürüttükleri çalışmaları, üretimin daha verimli hale gelmesini amaçlayarak oluşturmaktadır. Bu sayede yenilenebilir enerji kaynaklarının çevreye verdiği zarar da en aza indirilecektir. Yenilenemez enerji kaynaklarına kıyasla çok daha az zararı olan bu enerjilerin de doğaya belirli noktalarda zarar verdikleri ortadadır. Yapılan çalışmalar ile birlikte, verilen zarar da en aza indirilecektir. Bu sayede doğanın ömrü daha uzun olacağı gibi, insan sağlığı da önemsenmiş olacaktır. Çünkü kömürün çevreye yaydığı pis gaz hava kirliliği yarattığı gibi, insanın solunumun yollarını da tıkamakta ve insana da zarar vermektedir. Hiç sigara kullanmadığı halde, sobalı evde yaşamaları dolayısıyla KOAH hastalığına kapılmış yüzbinlerce kişinin olduğu göz ardı edilmemelidir.

BİR CEVAP BIRAK

Please enter your comment!
Please enter your name here